Individual Choice Initiative olarak, RTÜK’ün dijital kamusal alan üzerindeki denetim yetkisini kullanarak bireylerin yaşam tarzlarına müdahale etme girişimlerini kaygıyla izliyoruz. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in bir YouTube videosundaki içerikle ilgili ifadeleri, kurumun asli görevinin ötesine geçerek vatandaşların kişisel tercihlerini ve yaşam tarzlarını hedef aldığını gösteriyor. Şahin’in "Youtube'da bir kadının ayakkabısından içki içiliyor. Rezalet." açıklaması, denetleme yetkisinin keyfi ve yaşam tarzlarına müdahale amacıyla kullanıldığını açıkça ortaya koymaktadır.

Bu tür açıklamalar, sadece yayın platformlarını değil, aynı zamanda bireyleri ve onların ifade özgürlüğünü doğrudan hedef almaktadır. Burak Bilgehan Özpek’in de belirttiği gibi, bu beyanat aslında RTÜK’ün bir yayın platformunu değil, bizzat vatandaşları denetlemeyi amaçladığını göstermektedir. Zira YouTube’da “rezalet” olarak nitelendirilebilecek milyonlarca içerik varken, RTÜK’ün müdahale etme sebebinin, içeriğin Türk vatandaşları tarafından üretilmesi olması, denetimin amacının kişisel tercihlere ve yaşam tarzlarına yönelik bir kontrol olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, dijital kamusal alanın giderek daha fazla denetim altına alınmak istendiğini ve bu denetim aracılığıyla toplumun belli kesimlerine yönelik baskıcı bir politik yaklaşımın benimsendiğini göstermektedir.

RTÜK’ün, dijital platformlara erişim yasağı getirme veya bu platformlardaki içerikleri kapatma yetkisini bu şekilde kullanması, yalnızca ifade özgürlüğüne değil, aynı zamanda bireylerin kendi yaşam tarzlarını seçme ve ifade etme özgürlüklerine de ciddi bir müdahale anlamı taşır. Emma’nın ayakkabısından içilen şampanya kapatma gerekçesi oluşturmazken, Didem’in ayakkabısından içilen şampanya kapatmaya gerekçe oluşturuyorsa, burada suç fiili olmaktan çıkmış, keyfi bir yorumla fiilin kim tarafından işlendiğine göre değişen bir yargı mekanizması ortaya çıkmıştır. Bu da kanunların ve kurumların keyfi kullanımı anlamına gelir ve hukuk devletinde kabul edilemez bir uygulamadır.

Dijital platformlar, ifade özgürlüğü ve farklı yaşam tarzlarının bir arada var olabilmesi için kritik bir öneme sahiptir. RTÜK gibi kurumların yetkilerini aşarak, bu alanları kısıtlaması ve bireyleri yaşam tarzlarından ötürü hedef alması, sadece bu platformlarda ifade özgürlüğünü değil, toplumsal çeşitliliği ve demokrasiyi de zayıflatmaktadır.

Individual Choice Initiative olarak, dijital platformların özgür ve demokratik bir kamusal alan olarak kalmasını savunuyor ve RTÜK’ün denetleme yetkisini bireylerin yaşam tarzlarına müdahale aracı olarak kullanma girişimlerini şiddetle kınıyoruz. Türkiye’de ifade özgürlüğünün korunması ve farklı yaşam tarzlarının kamusal alanda eşit şekilde var olabilmesi için tüm sivil toplum kuruluşlarını ve bireyleri, bu tür keyfi müdahalelere karşı birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.